Siberia!! and Balik Avciligi!!

Siberia!! and Balik Avciligi!!

I believe that is the best part of the regional roles. Having a chance to meet, talk and make friends from different countries. Shatalov (Alexey) is the best of all, I think.

friend-shatalov

He is always cool and confidence. He is the one always doing something different and always creating differentiation from all others. He invited me to attend their annual activity: Fishing in Siberia. I took off (it was very tough time for me from personal perspective, might write these days and my experience in the future and share it with you in here), 1 week, then arrange flight to Kiev where Shatalov is living and from. Meet with them, suggest me to brought sailing clothes and warm underwear’s etc. Then we move to Moscow, then Tumen (Turkish city, meaning of the city name is thousand in old Turkish language, in the middle of Russian Steps) then move north(Igrim) by propeller plane/2 lanes/ no seat number / no need to switched of phones/ and see pilots and what they are doing 🙂

plane2

While we were in Kiev Bristol airport, they gave me a plastic bag to carry. When i hold it, i realised that is creamy, slippery something strange but did not check what was inside. Once we arrived to Time after 10 hours from the first flight from Kiev, we had 6 hours to next flight to Igrim.

igrim1

Guys found some primitive cafe and table to stay, order 2 bottle of vodkas, delivered small-metal glasses which were carried in a leather bag in the pocket of Shatalov. Then guys asked me to put the plastic bag on the table, they they opened it then i realised what i was carrying all the time: Fat from the shoulder of farm pig 🙁 It was disgusting but it is ok, as long as i am aware of this, i can keep myself away from it, and i cannot judge my friends, because they love it and eat it with their Vodkas. Drinking vodka is another ceremony for my friends. It is like a turn table, every each of them and having a speech about peace, life, families etc then encouraging each others to drink one more! We finished them all in 2 hours and then slept. Anyhow, last plane was very very interesting. It was like a bus-terminal, one guy is collecting bags, no security screening, people are going on board and choose their seats.

loading-luggages-and-pekalyuk

Then they was a truck came along to plane, and two guys put some jumper cable to the plane engine, and gave a start. Truck was a battery!!

battery

After the first engine start rolling, this triggered the second engine start working. Amazing! After 2 hours flight, not high from the ground, endless forests and complete flat, plane start rounding around some plato-sand field, then landed. it was really sand-bank of the river, end of summer and full of dust. Collected luggages and get on the small minibus, they are calling it with a special Russian name, when i asked what was it, they say, minibus looks like a traditional Russian bread (line our UNO) then people started calling it with a same name.

uno-bread-minibus

Anyhow, 10 minutes drive in Igrim and stopped in front of the GazProm building which was in use like dorm. Guys immediately start searching some shops to buy food for the night, and i strongly push them to find for me separately. I knew that they will buy many things but all will be pork 🙂 Sometime later, guys came in with 4-5 bottle of Vodka and many stuff to eat, for me they brought Prepared-Packaged Ramen (I am still eating it just to remember these days) and smoked cheese (I found it in Turkey as well, it must be something from Couscous, Georgia or Osetya).

isli_peynir

Long nights, drinking vodka, not only us, there were many people from the region were joining and leaving. What was interesting, every one joined the table brought something to eat (smoked fishes: I didn’t know next 7 days, i will eat smoked fish for each mean 🙂 or drink, for sure Vodka. Outside is almost zero Celsius (even it is not 15th of September), far far away from the civilisation ( at that time, i was thinking it is a village far from rest of the world, did not know if i would experience worse than this, and Igrim became a Paris of Siberia 🙂 ) and snow might be on the way.

It reminds me the book i wrote from Gogol:

Evenings on a Farm Near Dikanka

https://en.wikipedia.org/wiki/Evenings_on_a_Farm_Near_Dikanka

Long night, full of drunk Russians and Ukrainians, their snoring! Early morning with a headache, guys woke us up and 10minutes drive to rives side. It looks like a abandoned ships all around after the nuclear war. There there two powers boats are waiting and guys were asking us to jump in. I supposed that we will have 1-2 hours ride on boats and arrived but this is not the case, what I was going to experience definitely more than this.

igrim-gazprom

igrim2

End of Part-1

Alper-December 2016 USA

 

 

 

Bir Toledo, OH sabahinda, jetlag ve yeni film: Let’s Go to Prison

Bir Toledo, OH sabahinda, jetlag ve yeni film: Let’s Go to Prison

Uykumuz geldi uyuduk, yerel saatle 18:30, uyandik 01:45. Dergi oku, kitap oku. En iyisi okunmamis email’lerimi okuyup, mailbox’imi duzenleyeyim derken saat 06:00 oldu. Hizli bir kahvalti ve film seyretmece. Filmin IMDB’sine baktigimda seyretmeyecegim sekilde 6.00 almis, ancak konusuna bakinca ilginc olabilir dedim. Basit, seyretmesi kolay, kikirkikir guldugum bir film oldu. Disarda 4C veya 40F sicaklik var, icerde klima 24C’i gosteriyor. Bende sabahin korunde guluyorum. Tavsiye edecegim, cok ta keyif aldigim bir film oldu. Izet’in hatirasina.

http://www.imdb.com/title/tt0454987/

Alper-2016, Toledo, Ohio

photo-on-03-12-2016-at-08-20

Genel durum, an itibari ile – 26 Kasim 2017

Son iki gundur yonetim toplantimiz vardi, ancak surekli masaya gelen konu, sagolsun Merten yakindan takip ediyor, dolar kuru. 3.30 dan 343 leri gorduk. Anladigimiz kadari ile bir yandan Merkez Bankasi rahatlatici onlemleri almaya calisirken ote yandan AB ile Hukumet arasinda birbirlerinin ellerini gormek icin arttirilan betler sayesinde olusan gerilim. Dusunuyorum, ben biktim PKK’dan, ve kendimizi kandirmamak gerekiyor ki, PKK veya onun sempatizanlari, ulkeler arasi politika ve cikarlar icin kullaniliyorlar. Anlamsiz geliyor gordugum cifte standartlar. Bir yandan teror sebebi ile olen oldurulen insanlar varken, is PKK olunca hosgoru veya birazda onlari koruma kollama beni sasirtiyor. Once aciklama bulamiyorsun ancan, isi ulke uzerinde baski veya yonlendirme araci olarak gordugunde Belcika, Avusturya, Hollanda’nin neden bu yapilarin filizlenmesi icin hosgoru gosteriyor anliyorsun. Akilli olmali miyiz? Evet Olmaliyiz! Cikarlarimizi korumak icin inat edip, yuzlerine bu gercegi vurmali miyiz? Evet!

 

Ote yandan ulkemizde su konu cozulur mu diye sordugumda aklima cozum sureci geliyor. Once, cozum adina bence artik bu is bitmeli diyorken, sonra da kendi kimligimin baski altina alindigini hissetmek, hatta bu isi yapan hukumetin etrafinda toplasan alkiscilarin konuyu iyice abartmasi sayesinde, geri adim attigimi hatirliyorum. Uzerine de PKK veya HDP lilerin televizyonda olan simariklik ve kustahlik olarak dusundugum hareket, aciklama ve tavirlari gelince iyice geri adim attim. Bu konu cozulmeli mi? Evet cozulmeli!

 

Guney dogudaki illerin iclerinde kurtarilmis bolge yaratmak, devletin de oralara girememesi kabul edilir mi? Edilmemeli. O donemde Mete Yarar’in TRT Haber icin hazirladigi 11-12 bolumluk program serisini nasil takip ettigimi hatirliyorum. Zzaman zaman uzuldugum konular, hatalar ve guvenlik ile sorumlu gorevlilerimizin ozveri ve inadi, bende hayranlik uyandirdi mi? Evet Uyandirdi. Esi ile birlikte olani biteni anlatan Kaymakam, 2 hafta once en yakin calisani tarafindan bomba ile sehit edildi mi? Edildi? Aci verici mi evet! Bu konular cozulmeli mi? Evet cozulmeli!

Kibris, 1974 harekati ile safha atlayan bir konu. Zaman gecip, aci ve baskilari ceken nesiller yaslanip ta birerbirer olmeye baslayinca kalan yeni nesiller, temiz hafiza ve aci cekmemis bedenleri ile yeni gorusleri savunmaya basliyorlar. Okudugum kitaplar her turlu detayi anlatirken, onlari goardi etmemek saflik olmaz mi? Kendi yasadigim tecrubeme baktigimda, insanin kotu seyleri unutma ve iyi seyleri daha iyi gibi hatrlama egilimi oldugu gercek. Kotu seyleri surekli  hatirlama-hatirlatma icin duzenli programlara, propagandaya, anitlara ihtiyac oldugu gercegi var. Ermenilerin yaptiklari bana bunu hep hatirlatiyor. Bakiyorum, olur olmaz, bir sebeple halklarina hatirltacak bir mekanizmalari var. Bakiyorum Bati trakyada, Balkanlarda, Ege de zulme ugramis Turkler, bu konuyu unutma ve yola devam etme ihtiyacinda iken, kuculmekte olan gruplarda, grubu ayakta tutmak, kulturun devamliligi icin bu sekilde bir cember ciziliyor. Ayni konu Kibris icinde gecerli sanirim. Zaman zaman okuyorum, yeni Kibris gencliginin nasil AB ile birlesmeye ac olduklarini, bazen kustahlasarak bize suc atiyorlar ve begenmezlik yapiyorlar. Kizmamak olmaz, bugune kadar oyle super bir “yeni jenerasyon” kibrisli Turk ile tanisamadim, dunya, ulke, aile konusunda acaip bir faydasi olan. Cogu zamanda aklima geliyor, sevgili dostum, su Turkceyi senden rica usulu ile konus demek veya Tokat kadar nufusunda nedir tam olarak istedigin, bir anlat hele demek. TDK’nin sozlugune bakiyorum nankorluk’un anlami nedir diye, ve yine bakiyorum karaktersiz kime denir diye? Bunlar hep dusunce, on an icin dusundugum.

 

Suriye ye girdik, guzel guzel ilerledik, aciklamami, PYD’nin iki taraftan kantonlarini birlestirmesine engel olmak. Ilerledik ilerledik, her ne hikmetse El-Bab denen yeri alacagimizda, direnis basladi. Manidar mi? Sanirim manidar 🙂 Destekliyor muyum bu harekati evet! SuleymanSah turbesini tasidik mi sinir boyuna, evet! Bu garip gelmiyor mu? Evet cok garip geliyor. Bu Suriye konusu, Irak Musul-Kerkuk, beni tedirgin ediyor mu? Evet ediyor! Amerikanin isin icinde oldugu, her kon uda bize bir fatura cikiyor mu? Evet cikiyor. Clinton ile Trump arasinda gecen 3 bolumluk debate’leri izleyerek, Trum’in secimi kazanmasinin Turkler ve Turkiye icin daha hayirli olacagini anladim ve bu sekilde konusmaya basladigimda, isyerinden arkadaslarim (Arap, Turk, Macar, Avusturyali, Alman vsvsvsv) tum arkadaslarin yanlis dusundugumu soyledi. Sonra onlara, Amerikan vatandasi olmadigimiz ve kendi ulkelerimiz icin dogru olan desteklemek, eger net bir dogru yok ise, en az zarari verecek olani desteklemek, veya diger ulkeleri en cok mesgul edecek olani desteklemenin anlamli oldugunu anlattigim her seferde, karsimdaki kucuk capli bir sok yasadi. Hepsinin de aciklama, hakliymissin yerine, biliyorsun baskan kim olursa olsun, politikayi CIA ciziyor oldu. Ey Allahim! Ne diyeyim. Neyse Trump kazandi 🙂 ve tum Clinton destekcileri, Amerika icin bir olalim mesajlari vermeye basladilar. Sonra yakiniyor bizim arkadaslar, neden hep ortadoguda olaylar oluyor, neden biz buyuk ulkelerin oyuncagiyiz, neden biz hergun bir ayrisma noktasi ile birbirimize saldiriyoruz. TDK’nin sozlugunde kisiliksiz-karaktersiz-capsiz’in anlamina bakmak istiyorum.

 

CHP ve baskani, bize eziyet olsun diye mi yaratildi acaba. Bu kadar celiskinin bir arada oldugu bir baska olusum var midir? Muteahhitler-Solcular-Ayrilikcilar-Ulusalcilar-ABciler-Anlasilmazlar-BaskaKimeVerecezciler-Darbeciler……10-15 yil once aile icinde, oldurseler vermem dedigim gun ve ilk defa goruslerime yakin olan partiye oyverirken, oy klubesi icerisinde saklanarak muhru vurdugum gun, rahatladigimi ve ozgurlestigimi hissettim. Aileden kayitli CHP’li olmak ne garip ve komiktir. Ailemin yetistirdigi bibi ulkesini seven, onun icin halen olebilecegini dusunen bir insan olarak oyumu veriyorum ancak verdigim yerde olanlar tam benim gibi mi? Tam degil, ama Yarim-elma-demograsi bu sanirim. Opsiyonlar arasinda, veya set-menulerden en sana uyani secmek. Dogru mu? Elim gidiyor TDK’nin sozlugune.

 

Milletvekillerimizi seciyoruz, bizi temsil etsinler diye. 100% bizim dusuncemizi, fikrimizi temsil edebiliyorlar mi? Bilemiyorum, bilmiyorum. Aslinda teknolojinin son kullanicilara bu kadar dokundugu dobemde dogrudan halkin-milletin dahil oldugu bir demograsiye mi gecsek. Her sabah kalktigimizda gunun ilk 10 dakikasi alinacak kararlari direk oylayacagimiz bir sistem. Iyi olmaz mi? Olur? Zor olur mu? Zorluk olur? Aklima takilan, demograsi bugunun en iyi yonetim sekli diyoruz ya. 100 yil evvel bu kani Nationalizm, Sosyalizm iken, ondan once Monarsi. Hangisi dogru? Bilemiyorum. Bu arada universite bir arkadasim Anarsi en iyi yonetim sekli demisti. Ben de Anarsi-Teror, ne diyorsun oglum dediginde, bana Anarsi’nin kimsenin kimse ile ilgilenmedigi, baski yapmadigi, tamamiyla herkesin istedigi sekli ile yasadigi sistem (hatta sistem oldugunu bile kabul etmedigi) diyerek anlatmaya calismisti. Cok karisik, ama Afganistan’a Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye. Yemen’e getirilen sey demograsi ise, ustu kalsin demek istiyorum.

Bir cumartesi sabahi aklimda toplananlarin bir kismini buraya yazdim, sanirim 5-6 konu daha var, ancak musade kahvalti hazirliklarina dahil olmam gerekiyor 🙂

 

Sevgi ile kalin, ulkemiz daha mutlu-huzurlu, gelecekten guvenli biryer olsun diyorum!

 

Alper

 

 

 

 

Home Defense!!!!!!

Home Defense!!!!!!

2003-4 civariydi sanirim, o zaman Ferhat ile ayni yerde calisiyoruz ve ayni sitede komsuyuz. Heves yaptik, nasil oldu gercekten hatirlamiyorum, poligon nerde var diye konusurken, Mahmut Sevket Pasa Koyunde var dediler. Uskudardan 2-3 kutu fisek aldik (skeet veya trap maksatli diye hatirliyorum, alipta arabanin bagajina koyunca baya bir heyecan yaptigimi hatirliyorum), dogruca yeri bulmaya gittik. Vardigimizda hava soguk, yagmurlu, ormanlarin icerisinde bir yer, soba-ates, ordaki hocamiz, bize atis yaptirmisti tabaklara. Dondugumuzde kesin tufek alalim fikrinin etrafinda konusmalar ve konuyu temelli rafa kaldiris.

2016 yilina kadar bu konu bir daha acilmadi, ta ki babam, evde silahin faydalarinda bahsedene kadar :))) Silah ile isimiz olmaz diye dusunurum, sayet silah olacaksa ya asker yada polis olup is icabi tasimak lazim. Ancak farkettigim konunun incelenmeye deger olacak kadar derin ve insanlar tarafindan sahiplenilmis oldugu oldu. Tabi ki google ve youtube da arastirmaya basladim. Amerika bu konuda, anayasanin 2. maddesi cercevesinde (“A well regulated Militia, being necessary to the security of a free State, the right of the people to keep and bear Arms, shall not be infringed.”) son derece ayristigini ve hatta Trump vs Hillary secim yarisi esnasinda katildiklari debate’lerde bu konunun baslica ayrilik noktalari oldugunu gordum. Normal olarak geleneksel amerikalilar silah sahibi olmanin ve tasimanin haklari oldugunu gorurken, modernlesme yanlisi oldugunu dusunen demokratlar ise silah konusunun sinirlanmasini istiyorlar. Tipki kurtaj konusunda oldugu gibi. Sadece bilgi olmasi icin Trump ve Hillary’nin ayristiklari son iki onemli baslik ise meksikaya duvar orulmesi ve yasal olmayan yabancilarin ulke disina cikartilmasi. Neyse konumuza donelim, tufek. Dedigim gibi amerikalilar bu konuyu bir bilim gibi ele alip, strateji’den (purpose) baslamak uzere ihtiyac analizi (needs), kullanim sartlari ve ortamlar (environment and conditions), zorlayici sebepler (compelling events) diyerekten konuyu siniflandirmislar. Itiraf etmek gerekir ise, son derece rahatsiz edici ve hep belaya davetiye cagirdigi hatirlatilarak buyutuldugumuz, silah-tufet konusunu bu kadar detayli, hayatlarinin parcasi olarak alip, incelemek yorumlamak, saygi duyulmasi gereken birsey, cunku kendi sitelerimizde ayni konuyu arastirdigimda buldugum ya tercume edilmis, yurtdisi kaynaklarin sadelestirilmis veya detay icermeyen pasajlar yada ustalik-ciraklik yapilanmasi esnasinda olusturulmus tecrube ile sabit denilerek yapilmis yorumlar. Bir yorum ve kisinin (Alparslan Hocam, kisisel olarak beni yonlendiren, yorumlarini paylasan) videolari haric!!!!

Neyse konuya dondugumuzde, evde tufek bulundurmayi sayet “savunma-home defense” amacli dusunuyor isek, anladigim alacagimiz silahin kisa namlulu olmasi gerekliligi. Bu hem ev icerisinde hareket ederken, manevra yaparken dar alanlarda kolaylik getirecegi icin avantaj yaratiyor, hemde atisini yaptigimiz fiseklerin hizlica-daha genis alana yayilarak isabet olasinigimizi arttiriyor. Ikinci konu kullanilacak muhimmat. Opsiyonlar olarak baktigimizda tek kursun (slug) vela icerisinde 7-8 orta buyuklukte bilye bulunan buckshot veya cok kucuk-onlarca kucucuk bilye olan (birdshot) tipler var. Anladigim kadari ise ozel maksatli hazirlanmis karisimlar da mevcut. Ancak bu ucu main strem diyebilecegim olanlar. Ve yine, konu savunma amacli ise slug, isabet olasiligini tek kursuna indirgediginden, ( benim ileve yorumum: ve isabet saglandiginda olumcul yara acacagindan) tercih edilmemeli diye anliyorum. Kucuk sacmalarda etki anlaminda dusuk oldugundan (en azindan amerikalilar oyle dusunuyor) tavsiye edilmiyor. Ve tavsiye edilen muhimmat ise buckshot denilen fisekler.

Ucuncu onemli nokta ise tufeginizin kapasitesi. Aslinda bu kriter, bir sonra bahsedecegim mekanizma kriteri ile icice oldugundan birlikte islemekte fayda var.

Son onemli (yine benim icin) ise secilecek tufegin model-mekanizmasi. Opsiyonlar diye baktigimizda Tekli (tek namlu), Cifte (iki namlu yanyana), Superpoze (iki namlu ustuste), PumpAction (pompali mekanizma), Semi-Automatic. Ilk opsiyon tabiki tek mermi alip, atis sonrasi tekrar yukleme gerektirirken, diger ikinci ve ucuncu opsiyonlar iki mermi atisina imkan veryor, dolum oncesi. Aslinda basit mekanizma sebebi ile atis basarisi olasiligi son derece yuksek ancak home defense dedigimizde dolum sureleri konusunda ciddi handikaplar getiriyor. Son iki opsiyon ise home defense icin elimizde en iyi opsiyonlar olarak ortaya cikiyor. Oncelikle kisa namlu her ikisinde de var, ancak semi automatic biraz daha uzun olabiliyor, ayni namlu boyunu da secsek. Her ikisi de 4-5-6-7-8 .. gibi fisek alabilme kapasitesina sahip olabiliyor. Hatta replica diyebilecegim bazi modeller magazine’leri sebebi ile daha yuksek kapasitelere ulasabiliyor.

Kisa namlu, yuksek kapasite sonrasinda son kriterimiz de problemsiz yuksek sayida atis kapasitesi dedigimizde semi-automatic tufekler icin pekcok kisi zaman zaman fisek hatasi, fisek gucu veya cevresel etkilerden dolayi tufek mekanizmasinda sikisma, tikanma gibi seyler olabildigini soyluyor ve bu sikismalarin mutlaka tufegi sokerek giderildigini soyluyorlar. Bu arada kisaca soylemek gerekirse, semi automatic tufeklerde, atilan fisegin olusturdugu basincin buyuk cogunlugu fisegi ileriye-hedefe firlatmak icin kullanilirken, bir kisim basinc ta terse dondurulup, mekanizmanin ittirilerek eski fisegin disari atilmasi ve magazindeki yeni fisegin atesleme bolmesine yerlestirilmesine yariyor. Burada biraz gucun operasyona harcanmasi soz konusu. Avantaji ise seri olarak, sadece tetigi cekerek arka arkaya atislar yapmak mumkun. Seyrettigim videolarda cok seri atis yapan kullanicilar gordum bu modelerle. Tabiki bu seri mekanizma esnasinda olasi bir fisek sikismasi tum tufekci islevsiz kilabiliyor. Kisaca “if thing goes well, result will be perfect” 🙂 Pompali tufeklerde ise, tum atesleme ile olusan basinc fisegin hedefe kitlenmesi icin kullanilirken, eski fisegin atilmasi ve yerine yenisinin konmasi kullanicinin sol eli (kisi saglak ise) ile tuttugu bir handle’in ileri geri goturulmesi ile (bu kisim cok onemli. Lutfen Alparslan Hoca’nin videosunu seyrederken dikkat edin. Seri atislarda sol el ile doldur bosalt yapilirken, sag isaret parmagi ile tetik cekilmiyor veya tufegin ozelligi olarak cekilemiyor olmasi, istenmeyen, yari hazne acik durumunda, ateslemeye imkan verebiliyor ve tufek hasarina sebebiyet verebiliyor) gerceklesiyor. Dolayisi ile sayet arizali ve/veya ateslenemeyen fisekler kolayca disari atiliyor, herhangi bir atis gucu eksilmesi olmadan. Ancak Pump Action’in dez avantaji bu pompalama hareketinden dolayi olan, iki atis arasinda olabilecek gecikme. Bu gercekten bir dezavantaj olabiliyor, en azindan amerikalilarin dedigine gore. Ancak halen Amerikali kullanicilar, somehow, shotgun konusunda cok patriotic ve duygusallar.

Son konu ise, ihtiyac belirlendi, teknolojiye karar verildi, kapasite ihtiyaci belirlendi simdi urun secmek kaldi. Bu noktaya kadar, belki de seyrettigim videolardan, hem alinmasi gereken tufegin Remington 870 veya Mossberg 590 olmasi gerektigini dusundum. Sonra anladimki iki gercek beni sececegim tufek konusunda kisitliyor veya daha dogru soyleyisle, yonlendiriyor. Ilki alinacak tufegin ulkeye geliyor olmasi, yedek parca sikintisinin olmamasi, ikincisi ise ve bugune kadar bilmedigim konu: Turkiye!!! tufek retimi konusunda Dunyaca cok iyi bilinen bir lokasyon. Rus, Amerikali, Ingiliz, Guney Afrikali veya Filipinden review yapan uzmanlarin hepsinin soyledigi Turkiye de uretilen tufeklerin surpriz olarak cok kaliteli ve basarili olmalari.

Bu sasirtan gercek sonrasinda Turkiyede basarili markalara baktigimizda gordugum, ve yurtdisi coverage’lari olan firmalardan bazilari sunlar:

http://www.huglu.com.tr/pump-action

http://uzumluavtufekleri.net/?p=icerik&icerik=5

http://akkar.com.tr

http://www.armsan.com

http://www.ataarms.com

http://www.istanbulsilah.com/sentetik

Burada ismini yazmadigim, daha pekcok cok basarili Turk tufek uretici oldugunu, sizin arastirmalarinizi daha derinden ve genis yapmanizi tavsiye ederim. Bu arada, ben urunler arasinda Akkare-AtaArms-Armsan arasinda takilip kalmisken, cocuklugumuzdan hatirladigim amerikan markis Winchester’in tum uretimini Turkiyeden Istanbul Silah Sanayi’nin yaptigini ogrenmenk beni derinden sevindirdi.

Son iki nokta ise, evde savunma maksatlik olarak pompali tufek alanlarin en cok guvendigi konu, ki “Urban Legend” olmus durumda, o fisek doldurma esnasinda cikan sessin eve giren hirzis veya kotu niyetli kisiyi korkutacagi konusu. Bununla ilgili Amerikalilar sadece sunu soyluyor. Bu ses normal bir insani korkutur, ancak senin evine girmeye niyetlenmis kisi ya “Under Heavy Impact of Drug” yani kullandugu cesaretlendirici uyusturucunun altinda normal davranmiyordur yada zaten normal olmayan biri oldugu icin sizin tufeginizden gelen doldurma sessinden etkilenmiyordur.

Ikinci konu ise sececeginiz tufeginizin farkli tipte, yukte, modelde fisegi secmeden atma kabiliyeti olmalidir. Bunu bilmenin bir yolu olmadigindan, en onemlisi almaya karar verdiginiz tufegin review’lerini iyica takip etmek ve ureticisinin atis gunlerine katilarak bizzat kullanmaniz olacaktir.

Unuttum!!! Son son nokta, son hikaye. Oyle Wolfenstein-Quake-Doom oynarken SPACE tusuna basip da tufeginizi reload etmeye benzemiyor, tufek doldurmak.

url.jpg

O sebeple “Egitim Fisegi” almak gerek. Egitim fisegi diye sordugumda gozunu sevdigimin ulkesinde, bana hafif dolu ses fisegi veya birdshot satmaya calistilar. dedim ki, evde pratik yapmak istiyorum, dolu bunlar, patlarsa sikinti olmaz mi? Cevap bir o kadar komik. Oyle cok buyuk sikinti cikmaz 🙂 Siddetle tavsiyem,

Dummy cardridge alin!

https://www.amazon.com/Gauge-Shotgun-Safety-Ammo-Ammunition/dp/B007RUGLZO

guvenlik fisek-bayragi alin!

https://www.amazon.com/s/ref=nb_sb_noss_1?url=search-alias%3Dsporting&field-keywords=chamber+flag

Trigger kilit i alin!

https://www.amazon.com/s/ref=nb_sb_noss_2?url=search-alias%3Dsporting&field-keywords=trigger+loc&rh=n%3A3375251%2Ck%3Atrigger+loc

Earmuff alin!

https://www.amazon.com/s/ref=nb_sb_noss?url=search-alias%3Dsporting&field-keywords=earmuff+for+shotgun&rh=n%3A3375251%2Ck%3Aearmuff+for+shotgun

Gozluk alin!

https://www.amazon.com/s/ref=nb_sb_noss?url=search-alias%3Dsporting&field-keywords=glasses+shotgun&rh=n%3A3375251%2Ck%3Aglasses+shotgun

Tufek kasasi (locker-safebox) alin!

https://www.amazon.com/Rifle-Electronic-Digital-Cabinet-Storage/dp/B01L7AQ7QC/ref=sr_1_4?s=home-garden&ie=UTF8&qid=1479015054&sr=1-4&keywords=box+rifle+safe+box

ve bolbol praktik yapin!!! tabi ki POLIGONDA!!!!!

Alper

 

Izet Ozbek – Lock, Stock and Two Smoking Barrels

Izet Ozbek – Lock, Stock and Two Smoking Barrels

“Campari’nin tadi Brut’un kokusu”

https://eksisozluk.com/izet-ozbek–1119670

Keyifli adam! nerden baslayayim bilemiyorum. Baslangicim, yaninda rahat hissettigim, bildigim ama soyleyemedigim, soyleyip paylasamadigim, paylasip anlasilamadigim tum konularin ustadidir kendisi. Anamurda baslar sohbetimiz, poker gunleri, sonra sabahlara kadar bira-votka icip anlamsiz Tarantino sohbetlerimiz, en cok “Fransizlar patates kizartmasini mayonez ile yiyorlar…” konulu replikler 🙂 Hala gulerek hatirladigim ise Anamurun gencleri yaptigimiz manitalardan dolayi bu herifleri dovelim karari alinca sirtimizda cadir, konserve vsvs ile orman kampina kacisimiz 🙂 Sabahinda ise apar topar eve donup, bu sekilde yasanmaz olm, dayagimizi yiyip efendi efendi yatagimizda yatalim dememiz 🙂 Campari’nin tadinin Brut’un kokusuna benzedigini soylediginde yasadigim boyut cokmesi halen anlattigim bir hatiradir. Izet’i bir defa gun isiginda deniz kenarinda gordum, sevmezdi. Site’nin cikinda her zaman baktigim ikinci kat arka balkon ve odasi (2 yil evvel gittigimde gecen yirmi yilin ardindan, istemsiz tekrar baktigimda gozlerim doldu amk!), o kic kadar balkonda donen muhabbetler, kapi onune Solmaz teyzenin biraktigi meyva tabaklari ile ilgili hatiralar. En son, Anamur gunleri bitmis, unuversite bitmis, herkesin bir is-guc derdine dustugu donemde, sanirim Kafika (Kacirilan Filmler Kahvesi) denen yerden cikarken gormustum, yine komik, yine havali, 3 numra kesilmis saclari ile. Bilseydim onun son gorusumuz olacagini atardim cebime saklardim iti!! En azinda her ingiliz komedisi seyrettigimde, her Tarantino, Kevin Smith filmi seyrettigimde onu hatirlamak durumunda kalmazdim, cikartirdim cebimden benle seyretmeye zorlardim onu. Sevgi ile kal canim Izet!! Isiklar icindesin biliyorum….