Izet Ozbek – Lock, Stock and Two Smoking Barrels

Izet Ozbek – Lock, Stock and Two Smoking Barrels

“Campari’nin tadi Brut’un kokusu”

https://eksisozluk.com/izet-ozbek–1119670

Keyifli adam! nerden baslayayim bilemiyorum. Baslangicim, yaninda rahat hissettigim, bildigim ama soyleyemedigim, soyleyip paylasamadigim, paylasip anlasilamadigim tum konularin ustadidir kendisi. Anamurda baslar sohbetimiz, poker gunleri, sonra sabahlara kadar bira-votka icip anlamsiz Tarantino sohbetlerimiz, en cok “Fransizlar patates kizartmasini mayonez ile yiyorlar…” konulu replikler 🙂 Hala gulerek hatirladigim ise Anamurun gencleri yaptigimiz manitalardan dolayi bu herifleri dovelim karari alinca sirtimizda cadir, konserve vsvs ile orman kampina kacisimiz 🙂 Sabahinda ise apar topar eve donup, bu sekilde yasanmaz olm, dayagimizi yiyip efendi efendi yatagimizda yatalim dememiz 🙂 Campari’nin tadinin Brut’un kokusuna benzedigini soylediginde yasadigim boyut cokmesi halen anlattigim bir hatiradir. Izet’i bir defa gun isiginda deniz kenarinda gordum, sevmezdi. Site’nin cikinda her zaman baktigim ikinci kat arka balkon ve odasi (2 yil evvel gittigimde gecen yirmi yilin ardindan, istemsiz tekrar baktigimda gozlerim doldu amk!), o kic kadar balkonda donen muhabbetler, kapi onune Solmaz teyzenin biraktigi meyva tabaklari ile ilgili hatiralar. En son, Anamur gunleri bitmis, unuversite bitmis, herkesin bir is-guc derdine dustugu donemde, sanirim Kafika (Kacirilan Filmler Kahvesi) denen yerden cikarken gormustum, yine komik, yine havali, 3 numra kesilmis saclari ile. Bilseydim onun son gorusumuz olacagini atardim cebime saklardim iti!! En azinda her ingiliz komedisi seyrettigimde, her Tarantino, Kevin Smith filmi seyrettigimde onu hatirlamak durumunda kalmazdim, cikartirdim cebimden benle seyretmeye zorlardim onu. Sevgi ile kal canim Izet!! Isiklar icindesin biliyorum….

Saturday Morning Addiction!!

Saturday Morning Addiction!!

Tadim icin aldigim Muzaffer Beyin “badem ezmesi” ve cukulataya “batirma” kutularindan birer tanesini evde yemek icin feda etmeye karar verdik….Once badem ezmesi ile basladik.Bundan sonrasi benim tecrubem ve hissettiklerim 🙂 Elif’i bilemiyecegim, sadece kedi gibi miyavlayarak kutuyu mideye bosaltmaya ve sismanliyacagim diyerek sol eli ile sag elini kontrol etmeye calistigini goruyorum.

Benim kisisel hazirligim, burnumun acik oldugundan emin olup, hafifce burundan nefes vererek burnumun ustunde yerlesmis bulunan aroma alicilarimin 🙂 aktif olup olmadiklarini kontrol etmek ve mumkunse dilimde bir tad kalintisi olmadigindan emin olmak. Sayet dilimde bir baska tad var ise kemen bir yudum kahve almak yada kahve cekirdegi cignemek cozumum. Tum bunlar tamam ise ilk badem ezmesini agizima atiyorum ve basliyorum burnumdan verdigim nefes ile badem ezmesinin icerisindeki acibadem aromasinin oranini hissetmeye. Biliyorum pekcok badem ezmesi ureticisi bu koku icin acibadem aromasi kullaniyor, ancak Muzaffer Bey ise kendi sihirli formulune gore aci bademlerden ilave ediyor. Bu tum mamul icin riskli bir tercih cunku tum badem ezmesinin cok acilasmasinasebep olabilir, ama olmuyor iste!!! Tam ayarinda!!!! o kokuyu aliyorum..bir yandan badem ezmesi yumusak bir sekilde dagilirken diger yandan o “TAM KIVAMINDA” acibadem kokusu heryeri kapliyor. Hemen bir ikincisini yiyerek bu koku ve tadin devamliligin saglamak istiyorum (Not: Yakin arkadaslarim universitenin ilk yilinda sigara icmeye baslamislardi ve aramizda konusurken, neden sigara iciyorsunuz dedigimde, ilk nefesin baslarini dondurdugunu, ve o keyfin dayanilmaz oldugunu soylerlerdi, uzerine de sik sigara ictiklerinden ayni bas donmesini hissedemediklerini o sebeple zaman zaman sigaraya ara verip, sonra tekrar ictiklerini ve o ilk deneyime yaklasmaya calistiklarini icten icten anlatirlardi. Garip ama gercek olay!). 25 yil evvel anlatilan bu hikayeyi Muzaffer Beyin badem ezmelerini yerken hatirliyorum, istiyorum ki bu acibadem kokusu ve hafif tat sursun ve kesilmeyeyim, su icmek icin durmadan bir.. iki… uc… dort….Saka degil, gercekten durmaksizin bir yeme istegi, “Badem ezmesi bir Saray gelenegidir, entellektuel birikim gerektirir” lafini hatirlatiyor bir arkadasimin, ayni zamanda bir Avusturyali eski mudurum Rasti’nin sarap tadanlarla ilgili hafif imali ve birazcik alayci yorumlari geliyor aklima 🙂

img_9744img_9740

Cukulataya “Batirma” ise baska birsey. Icindeki kirilmis ve kavrulmus badem cok taze olunca sanki her isirikta patlayan parcaciklar. Cukulata tamamiyla katkisiz olunca yine aroma-burun ikilisi devreye giriyor. Hosuma giden nedir derseniz batirmada, sayet biri onunuze koca bir tabak dolusu batirma koydu ise, hele bir de yanina cay veya kahve, sohbet devam ede dursun 15 dakika sonra, koca tabakta en kucuk bir zerrenin kalma ihtimali yok. Korkunc kolay yenilen, bir kesilme duygusu vermeyen, buyuk cogunlugun addiction (muptela olma) dedigi birsey. Elinizi tabaga gorturmemek gibi hicbir sansiniz yok. Bu garip gorunumlu, parcaciklar her defasinda eriyip gidiyor, ancak arada cayinizdan veya kahvenizden yudum almayi unutmadan!!!

img_9742

Cumartesi sabah keyfi ….

Alper / Cumartesi 12:14

 

Darwinism :) vs Ibrahim Hakki Erzurumlu

Darwinism :) vs Ibrahim Hakki Erzurumlu

Guncel Ilave: Darwin’i okudum cok begendim, kitabin herseye ragmen bana yasattigi eziyetler sebebi ile ancak dun (25 Ocak 2017 gunu Bursa etkinligimizin konuk konusmacisi Sunay Akin’in anlattigi bir gercek ile sokumu yasadim) ogrendigim kadari ile Darwin’den 100 yil oncesinde Ibrahim Hakki Erzurumlu (Naksibendi Seyhi) soyle soyluyor, yazidigi kitabinda:

‘Madenlerin evriminden bitkiler, bitkilerinkinden hayvanlar, hayvanlarınkinden de insanlar meydana gelir. Bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasında da aracılar vardır. Madenler ile bitkiler arasındaki aracı, bu‘mercan’dır. Bu denizin dibinde bir bitki olduğu halde suyun yüzüne çıkınca sertleşir ve taşlaşır. Bitki ile hayvan arasındaki aracı ‘hurma’ ağacıdır. Çünkü bu ağaç palmiyeler familyasından olup erkek ve dişi çiçekleri ayrı ayrı ağaçlarda bulunur. Tozlaşma ancak insanların aracılığıyla gerçekleşir. Hayvan ile insan arasındaki aracıya gelince ‘nesnas’ diye adlandırılan vahşi insan veya maymundur.’

Ayni sekilde Mevlana ise soyle soyluyor:

‘Maden ve taş ülkelerinde yaşadım! Sonra hayvanlarla yerde, havada ve deryalarda saatlerce dolaştım. Ve insanlık mertebesine yükseldim.’

1703 yilinda Ibrahim Hakki bunlari soylerken Charles Darwin ilk teorisini acikladigi Turkerin Kokenini 1859 yilinda cikartiyor. Ilgin degil mi?

 

kitap_1006804

Saka gibi….!! Hemen Sapiens’in ardindan okuyayim diyordum. Iki hafta izin, sanirim bitiririm dedim ve tek kitap olarak aldim yanima. Acik soylemek gerekirse bir tavsiye uzerine degil ancak merak ettigimden almistim kitabi.Beklentim de turler, dogal secilim, adaptasyon hakkinda detay ogrenmekti. Hatta kitabi okurken, telefonumda kullandigim “Nabiz” programina dusen haberlerden birisi soyle diyordu, sanki bana ozel mesaj gibi: ” Bildiginiz gibi gunumuz bilimi!!! Darwinin evrim teorisinin gecersizligini kanitlamistir!!!…….” ve devam ediyor daha baska bazi yorumlar ile. Gazeteyi hic sormayin, farkli gorusler olsun diye sectigim bir gazete. Neyse kitaba donelim. 1000 sayfa, iki hafta, Darwin’in hayati, Darwin bir rahip ve ciktigi seyahat sonunda bulduklarini aciklamaktan ve cevresinin kendisini yargilamasindan (ozellikle dindar esinin, olum sonrasi ayni yerde-cennet bulusamayacaklarina uzulmesinden) son derece korkuyor ve 40 yila yakin notlarini gizliyor….Off bu zaten 500 sayfa diger 500 sayfa ise aciklamaya karar verdigi ve cevresinde olusan destekcileri.

Onlemli olan ne derseniz, 1800’lu yillarda insanlarin Darwin ve onun gibi arastirma yapan insanlarin bulgularini sosyal yasama, felsefe ve sosyoloji ile kurgulayip ile uygulamalari, sosyalizm veya siniflar arasi farkliliktan dolayi bunalan fakir kesimlerin politik goruslerinin bunlardan beslenmesi ve pek cok soylu-koylu, esitlik-esit temsil gibi kavramlarin Darwin’den etkilenerek gercek yasamda yer bulmasi.

Son 1.5 sayfa ise korkunc etkileyici, bizim surekli tekrar ede durdugumuz, guclu turlerin degil adapte olanlarin hayatta kalmasi diye ozetledigimiz veya kullanilmayan organlarin yok olmasi diye ozetledigimiz, pek coklarinin evrim teoremi diye burun kivirdigi bu konunun daha 19yy da serbest piyasa ekonomisini, kapitalizmi, devlet destekli telek yaklasimini, liberalizmi, bireysel haklari nasil sekillendirdigini goruyoruz. Biz bu donemde ne yapiyorduk derseniz, onun cevabini da Sapiens’de buldugunuzda biraz uzuleceksiniz 🙁

Uzgunum surekli yakindigim ve kitabin cok agir ilerledigine dair sayisiz yorumum icin, cunku sadece 1.5 sayfa, bana benim 1000 sayfa boyunca ne okudugumu, nasil icsellestirmem gerektigini ogretti. Esime bana olan sabri icin tesekkur ediyorum 🙂

 

 

 

Sapiens – Yuval Noah Harari

Sapiens – Yuval Noah Harari

Brief History of Humankind / Insan Turunun Kisa Bir Tarihi

sapienssapiens

Tarihin ilk caglarindan basliyor, gunumuze kadar geliyor. Boyle derken, konulari yuzeysel gecerek boyle kapsamli konulari anlatiyor anlamini cikartmamak gerekiyor. Secilmis konular, insanlik tarihinin en belirgin seyleri. Mantik-kurgu beni son derece sasirtti her defasinda, tekrar okumak durumunda kaldigim pekcok yer oldu, daha iyi anlamak ve hayatta yasadigim tecrubelerle iliskilendirilen kisimlari gorunce. Dogadaki bir hayvanin dogum sonrasi ortamina adaptasyonu ile insan yavrusunun 2-3 belki 23 yil suren ortamina adaptasyonunun aciklamasini okudugumda. Bu kitabi aldigimda bir okuma sirasina sokmustum aldigim diger kitaplarla birlikte. Fenerbahce de bir yemekte komutanin tavsiyesi ile one aldim ve ivedilikle okumaya basladim. Onlarca kere tesekkurler!!! Kacirmadan okumak, tum yerlestirilen algilari tekrar gozden gecirttigi icin ve tekrar duzenleme sansi verdigi icin..

 

Alper-12:29 AM /12 Ekim 2016

İyi Bee

Yazılarım birincisi, aslında şimdi dökümanı “Save As” yapacakken yazımın ismi “İyi Beeee” olsun diye düşündüm….sonra “İyi Beee” mi olmalı yoksa “Iyi Beee” mi olmalı karar veremedim! Hani alıştık ya ingilizce konuşurken, yazarken, “chat” yaparken ingiliz alfabesinde bizim iiii dediğimiz harfi büyük yazarken IIIIII diye yazıyoz ya….düşündüm de yaşım 28, kim verdi, kim bıraktı bize burayı onu düşünüyom …nasıl bir ceza versek….ters mi okutsak marşımızı bilemiyorum…şimdi bu yazıyı okuyan bir temsilcim (millet benim ya, benim olmadığım yerde benim adıma temsilci olan kişi, sanki noterden vekaletimi vermişim gibi, aynı şey) bu yazılar cahil, eğitimsiz bir gencimizin yazıları ciddiye almamak lazım der…..baştan söyleyeyim, ondan daha eğitimliyim hatta bence baya bir hepsinden daha eğitimliyim neyse bunu sonra tartışırız…

(daha&helliip;)