Ayrılıktan yana kaç şarkı varsa
Hepsini bu akşam çal benim için
Tüm zarar ziyanın hesabı bende
Birkaç sitem daha kal benim için
Tüm zarar ziyanın hesabı bende
Birkaç sitem daha kal benim için
Pişmanlık duyup da bir gün anarsan
Neredeyim, nasılım diye sorarsan
Pişmanlık duyup da bir gün anarsan
Neredeyim, nasılım diye sorarsan
Bir ayrılık şarkısı seç
Sessizce çal benim için
Yüreğin ellerinde
Öylece kal benim için
Aynanın karşısına geç
Yüzüne bak benim için
Eğer ki ağlıyorsan
Bu yaşlar bizim için
Bende emanetin her neyin varsa
Al da mabedimi yık benim için
Böyle paramparça yaşamaktansa
Kalbime bir kurşun sık benim için
Böyle paramparça yaşamaktansa
Kalbime bir kurşun sık benim için
Pişmanlık duyup da bir gün anarsan
Neredeyim, nasılım beni sorarsan
Pişmanlık duyup da bir gün anarsan
Neredeyim, nasılım beni sorarsan
Bir ayrılık şarkısı seç
Sessizce çal benim için
Yüreğin ellerimde
Öylece kal benim için
Aynanın karşısına geç
Yüzüne bak benim için
Eğer ki ağlıyorsan
Bu yaşlar bizim için
uc sey yeter mi sana bilmiyorum, askimi sana anlatmaya yetsin diye atlarmiyim diye korkuyorum, titiriyorum anam, anacigim.
seni hala ruyamda gormedim, goremedim….hayirlara mi sayayim serre mi yorayim bilmiyorum…ama terle korku ile uyanacagimi bilsem de seni gormeye cok ihtiyacim var anacim. beni bana biraktigin, benim benim bildigim gibi yapmama musade ettigin, beni bana emanet ettigin son donemlerimizi de beni benden sakindigin bana benim icin gozkulak oldugun zamanlarimizi da ozluyorum anacimi eksigini, yoklugunu yoksunlugunu hissediyorum anacigim. sana olan ozlemimi sana olan sadakatimi sana kalan varligimi hatirlatsin, seni sonsuzlukta oylece asili birakmak, seni tanimayanlarin hakkinda, senle ilintisi olmasa dahi iki dakika hayalini kurmalari icin paylastim hikayelerini, hikayelerimiz, az biraz da seni filmin kotu ama sevimli kahramani olarak. sanki munir ozkul gibi, hulusi kentmen gibi. Gargamel veya Kırmızı Baslikli Kızdaki Kurt veya Malefiz gibi, hikayeyi birde onlardan duymak gerektigi gibi, benim hikayelerimin senden duyulan kismini keske duysalardi, ne gulerlerdi.
Nedendir bilmiyorum, bilemiyorum ama annecigim senle hatiralarimiz diye ne zaman dusunsem, neden!neden? bilmiyorum ama Konyadaki evimizde, o yaz ogleden sonrasi ben uyuklarken senin benim daginikligimla da ilgisi var diye animsiyorum, dayimlarin gonderdigi, petrol mavisi ve bana erkeklerin dugme ilikleri sagdan sola, kadinlarin ise soldan saga oldugu bilgisini de ogrendigim gomlegi parcalaman, parcalama anisi geliyor. O iki, benzer gomlekten ilki abime gştmisti ve ben rengini sevmemistim, ama bunu nedense sevmistim. Bu neden bizim animiz oldu bilmiyorum anacigim. Kopnya’nin yaz ogleden sonralari veya sabahlari agabeyimle bizim odamiza vuran gunes. Ne kadar da gecmis gitmis boslukta. Uzayda acaba birgun, o yasanan gunlere ait konusmalari yakalayan birisi olacak mi? Yakalayan icin birsey iface edecek mi? bunlarin cevabi belli ama, zamanda yolculuk mumkun mu diye soruldugunda Celal Sengor’e, cevabi soyle olmustu: “gecmise gitmek mumkun” ama “gecmisi degistiremeyiz, sadece gecmise gider ve izleriz”. O dinazorlari gorebilecegimizi soyluyor ama ben gecmise gidip senin migreninin tuttugu o pazar gunune gidip, cozulmesi gereken tum sorulari cozmek veya okunmasi gereken tum CinAli’leri okuyup bitirmek ve seni mutlu etmek isterdim. Hikayem var, her kararimda seni mutlu etmek benim icin gizli bir hedefmis. Bunu cok anlatmisligim oldu ama iyi ki bunun farkina varmisin diyorum, sonra sana bunu itiraf edemezdim, evet Anacim, senin mutlu olman benim icin onemliydi, sonrada sana karsi karar almakta benim icin onemliydi. Sen nasil gordun Anacim biliyorum, oglum kendi kanatlari ile ucabiliyor dedin. Bana olmaz dediginde benim yapmaya kudretim oldugumda, yapip ta kanatlarimin altina aldigimda sizi, sen de memnun oldun, bu kus ucuyor artik diye. Keske hep omur burda olsaydin da her isimi seni mutlu etmeye adasaydim ve seni mutsuz ettigimde aslinda sen gurulansaydin.
Sana aldigimiz anneler gunu ayakabisini hatirliyorum, bir defa giyip resim cektirmistin, sonra da bir daha giymek kismet olmadi, yuksek topuklari. Babam, agam ve ben zaten haberdar degildim, koylulugumuze ver erkekligimize ver. Anacigim seni oyle hatirliyorum.
Koca evrende kimse bilmiyor annecigim, bugun gozyasi dokuyorum senin olumune. Ikik ay gecmis, ama bugun agliyorum anacigim. Anacigim, oyle kucuk kaldim ki neye agladigimi neyin yoklugunu hissettigimi bilen yok. Idil yukarda, bilmiyor. Agam izmirde onun da haberi yok anacigim. Koca evrende ben zaten bir toz zerresi isem, bu toz zerresinin iki dokulen yasinin nasil degeri olur, degerine kim paha bicer annecigim. Adaletin olmadigi boylşe bir hayatta sen neden vardin anacigim, neden vardin ki beni yarattin, neden yarattin da beni yanliz koydun annecigim de yasimi, sana olan askimi sana olan yoksunlugumu, ozlemimi birbasima yasatiyorsun anacigim. Bu muydu bana verecegin son dersin. Anacim ne olur bana guc kudret ver anam, beni artik sinamayi birak allahaskina anne! Boyle sey olur mu? Sen beni yaratirken bana sormadiniz anam. Sen yarattin, sen buyuttun sen sekil verdin anacigim. Sen ucurdun beni yuvadan. Dustum belki uctum belki. Anacigim bana sordun mu ben ucmak istiyor muyum. Ucurdun anacigim beni, bana möucadele et benle de dedin, ama anacigim beni koyverecegini sen beni koyuverdiginde burada yalniz nasil yasayacagimi soylemedin anacigim. Anacigim, babam gidince dedim ya kime anlatacagim Ayva Cicegini, Leyleklerin gelisinde hosgeldiniz, gidisinde ise tez kavusalim, bahara gorusuruz guzeller ta ki o bahar ben olmayana kadar diyecegim dedim. Ama sensizlik leyleklerin gidisi degil anam, seninkisi ayva agacinin meyvasi degil veya anneannemnin evindeki visne agaci degil ki, anam seneye bahara gelir nasilsa diyeyim.
Yeni dedim Eda’ya, herseyin bir alacagi verecegi var ise herseyin bir ticareti ve hesabi var ve hesaplarin kapanmasi yenilerinin acilmasi icin gerek ise, anacigim senin hesabini biz kapatirdik. Ben cocukkenden koca adam olup, dualarimi yengemin verdigi “rabbi zihni ilmen ve fennen” (ben sinavlara girmeden oku diye vermisti gercegi: Rabbi zidnî ilmen ve fehmen ve elhıgnî bissâlihîn) i uc defa okuyup, dileklerimin kabulu icin 7 defa “Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azîm” okumamin arkasinda, Tanriya size, benden omur alarak uzun omurler vermesi icin yillaca dua ettim. Ben dusundum ki anacigim, ben gencim ve bende yasanacak daha uzun omur var ve benden kesilsin sana babama verilsin diye gonullu oldum anacigim. İstedimki sensiz kalmayayim anacigim. Yasananlar hep yalanmis anacigim, anlattiklarim da oyle. Babami tekrar bulmak, 40 yasindan sonra bana nasip oldu ama anacigim seni tekrar bulmak bana ne zaman nasip olacak anacigim.
Anacigim benim azindan seni tekrar ruyamda gormek, gormek degil de konusmak dilegim var. Goreyim konusayim da anacigim ardindan beni, tam tam o an uyandirsinlar anacigim, uyandirsinlar ki ruyamdaki mutlulugumu saniye de olsa hayatta bu dunyada nefes alirken yasayayim, ruyada gulerken, gulerek uyanmanin sacmaligini ve acıklanamazligini yasat bana anacigim.
Bir turlu gelemiyorum anacigim baslayip ta devamini getiremedigim o ozet tariflerime. Korkumu soyledim Eda’ya anacigim. Korkuyorum, yazarsam, yazilara dokersem acaba o hislerimin canliligi solar da kaybolur mu? Etem dedenin GulKurusu bana bircok sey ifade ediyor, ama baska ifade eden var mi bilmiyorum anacigim. Seninle, senin icin senden dolayi buldum ve sakliyorum anacigim, kutuphanemin gozbebegi onlar. Anacigim, simdi baktim Nadir Kitaba, bir tane satiliyordu ve onu da satinaldim anacigim. Anacim, sen ben bakisiyor muyuz? Bana bakiyor musun? Diliyorum bakiyorsundur anam, gecenin karanliginda yildizlardaki dedenin yakininda, baldirima cizdigim yildizdan bakiyorsundur dilerim, bizi belalardan korumasi icin duana hep ihtiyacim oldu anacigim. Kutupanemde senle ilgili Eleskir kitabini biliyorum anacigim, Eda biliyor baska kimse bilmiyor anacigim, anşlatsam anlarlar mi, dinle desem dinlerler mi? dinleseler de kalir mi anacigim benden sonra bilmiyorum anacigim.
Bu sarki seninle benim icin anacigim. Burada agliyorsam, gozumdeki yaslardan yazamiyorsam, pismanlik duyuyorum ve seni aniyorum anacigim, nerdesin nasilsin degil ama ne zaman kavusacagiz diye agliyorum anacigim, sessizce caliyorum anacigim, kalbim kendi ellerimde kuruyor anacigim, gozlerimde akan yaslarda senin icin, bizim icin annecigim. Yasimi bilemiyorum, neresinden tutarim, neresinde salarim da biter bilmiyorum anacigim, tek diyecegim sen benim ayrilik sarkimsin anacigim. Oyle ozledim anacigim.
Anacigim her yasinda yanagina dokundugumda ellerimde kalan neyse, su an parmaklarimin sırtında sızı gibi kaldi anacigim. O bana beni ayakta tutan, beni tekrar kalkip ayaga, mucadeleye devam ettiren guvenin oldu. Cocukken son haftanin sali gunu din dersi sozlusune gitmeye cesaret verdi, buyudugumde basarmak icin ihtşyacim olan kudreti verdi bana anacigim.
Otekisi ise, kemiklerinin ciktigi, ölümüne yaptigimiz yolculuklarda kollarşinin arasindan, arkadan sarilipta kirmadan canini yakmadan seni sardigimda, anacigim hadi dik dur, sirtini bana ver dedigimde, kurek kemiklerinin cikmis uclarini benim gogus uclarima degmesi ile “anam, oglum burda arkamda, bana duvar olur, bana destektir o beni korur gozetir kollar tutar, sarar, oglum benim” diye dusunuyordur dedirttigin icin sagol anacigim. Sen beni dogurdun, ölü dogdu deiler sana, ebem ise beni soguk su sicak su deyip hayata getirdi diye anlattiniz bana benim boynuma dolanan kordon bagini. Ana o gun ben ölü dogdum ama hayata dondum, sana olan bu borcumu ben odeyemedim bir turlu. Dualarimin konusu bu oldu, benden al anama babama ver dedim olmadi, hesabi kesmek bu kadar kesindi de,i senin kadar kucuk kadina neden hesap gereksin ki, bilemiyorum. Anacim seni, sevgini, sozunu, susunu, huyunu, suyunu…neyini ozleyecegimi bile bilmiyorum.
Dusen yildirim yaktigi agac gibi beni ortamdan yarip ta topraga girdin giriyorsun anacigim ama gectigin heryeri dağlayarak yakarak komur ederek karartiyor anacigimm yoklugun. Bu birgun senin evine gonderdigim Migros siparisi, oteki gun idil’in bir sozu, sonraki gun Babamin agacinda cakilş duran Seftali’nin madalyonunda, gecen haftada Ailecek’e mesaj olarak paylasacagim İdil’in davul dersi videosunu son dakika gondermekten vazgectigimde oluyor.
Herseyi yerine koydum bugune kadar. Kelebek’i gittim buldum aldim koydum. İnsan Postu’nu buldum koydum, GulKurusu, sen gozun gibi baktin ben bes yaptim, yuregime tas bastim ama sart ise neyin yoklugu ise yoklugunu cozdum, yerine koydum. Bosa dustum is icat ettim, terse dustum koptu yaptım, olmadi dondum Allah a yakardim dua ettim, tevekkul edene kadar cabaladim ama yaptim. Sen vardin, Babamin yokluguna kendime yalanlar yasattim, var dedim nasilsa, sadece kanepede onun olmadigini gordugum izmir gunleri haric kendimi idare ettim, edebildim. Tek yapamadigim anacigim, o ozensiz gecen ve bazen de simdi kendime lanet ettigim o pazar gunlerinin 2 dakika hadi olsun 3 dakikayi, senle iki cumle ettigim telefon konusmalarini dolduramiyorum anacigim. Bu benim dolduramadim o karlı daglar arasinda sinsice bekleyen sonsuzlugun yarığı oldu, dusersem cikamam diye korkuyorum anacigim. İste o pazar gunlerini aşmama yardim et anacigim, benim icin dua et bana güc kuvvet sağlık dile anacigim.
Özledim anacigim, bu gozyaslari hem bizim icin annecigim. Yolun acik olsun, vaktiyle koynunda tekrar uyumak dilegi ile Anacigim.
Küçük Oğlun